Havalimanına İniş – Yurtdışı Atmosferi

İlk kez mi yurtdışına çıkıyorsunuz? Cem Yılmaz’ın pasaport kontrolünde yaşananları anlattığı stand-up gösterilerini unutamadınız mı? Heyecan içinde kalbiniz çarparken, “ulan neler oluyor uçaktan inip başka bir ülkeye adım atınca”, mı diyorsunuz? Sakin olun. Yurtdışına çıkmak üzere olan herkesin tüm stresini alacak, yurtdışına çıkmaya niyeti olan herkese de her şeyin ne kadar rahat ve konfor içinde yürüdüğünü anlatacak, hepinize “oh be, ne kolaymış” dedirteceğiz. Hatta başınıza beklenmedik bir şey gelirse, sizi kurtaracak formülleri dahi söyleyeceğiz.



Şimdi arkanıza yaslanın, elinize biraz atıştırmalık alın, çayınızı koyun (biliyorum çoğunuz için bu kadarına gerek yok, ama keyif için okuyanlar çayın altını yaktı bile) ve başlayalım (bu arada yolumuzun üstü ailesine selamlar).

Pul Koleksiyonu

Öncelikle yurtdışına gitmek için Türkiye’deki havalimanlarından sorunsuz bir şekilde çıkmanız gerek. (Hadi canım sen de! Ciddi olamazsın!). Durun kızmayın hemen, bazı formaliteler var. Mesela yurtdışı çıkış pulu almanız gerek. Onu diyecektik işte. Pulunuzu havalimanından alabilirsiniz ama, önceden Ziraat B., İş Bankası gibi bankalardan da alabilirsiniz. Böylece kuyruk beklemezsiniz.

Tamam şimdi eğlenceli kısma gelelim. Dev bir pasaport kontrolü sırasına giriyorsunuz Türkiye’de. Ama korkmayın, çabuk bitiyor. Sıra size gelince, değerli memura pasaportunuzu ve yurtdışı çıkış pulunuzu uzatıyorsunuz, o da kontrol edip sizi uğurluyor. Ve evet! Özgürsünüz. Havalimanının gümrüksüz (yani ürünlere vergi uygulanmayan) bölgesine geçiyorsunuz. Buradan alışveriş yapmak isteyenleri ileride yazacağımız bir yazıda konuk ederiz. Azıcık hızlanalım şimdi!

Sıkı tutunun, gidiyoruz!

Uçağa bindiniz, bulutların üstüne çıktınız ve hop yabancı ülkenize geldiniz. Heyecan dorukta! I ıh, durun, daha değil. Önce bir uçaktan inelim. Herkes başının üzerindeki el bagajını alıp, dışarıya çıkıyor. Takip etmeniz yeterli. Ya bir servis sizi alıp havalimanı binasının bir giriş kapısına bırakıyor ya da yürüyerek gidiyorsunuz. Kapıdan geçtikten sonra bazı tabelalar var. “Baggage Claim” bagaj teslim demek. Eğer uçağa binerken kabine bagajınızı verdiyseniz bu tabelayı takip edip önce bagajınızı alacaksınız. Tabela göremezseniz korkmayın. Diğer yolcuları takip etmeniz yeterli olacaktır. Bagajınızı aldınız, ikinci takip etmeniz gereken tabela “Passport Control”. Yani pasaport kontrolü. Şimdi biraz heyecan yapabilirsiniz, şaka şaka. Hiçbir şey olmayacak, güvenin bize!



Pasaport Kontrolü

Eveet, eğer gittiğiniz ülke AB üyesi ise sizi şöyle iki tabela karşılayacak. “EU Citizens” ve “Non-Eu” veya “Others”. Yani AB vatandaşları ve diğerleri. Siz de tabii ki diğerleri yazan yerde bavulunuzla beraber sıraya gireceksiniz. Aynı Türkiye’de havalimanından çıkarken gördüğünüz gibi, gişeler göreceksiniz. Şimdi burada biraz ciddileşelim. Beklerken elinizde pasaportunuzu hazır bulundurun. Çünkü belki ilk, belki de tek bakılacak şey o pasaport. Ama pasaport memurları bazen kıllık yapabiliyor. O yüzden, elinizin altında (bavulunuzun gözü olur, el çantanızın içi olur) kalacağınız otellere ait rezervasyon kağıtlarınız, sağlık sigortanız ve dönüş biletleriniz mutlaka olsun.

Adab-ı Muaşeret

Sıra ilerledi, ilerledi size geldi. Diyelim yanınızda aileniz, arkadaşlarınızda var. İngilizce de bilmiyorsunuz. Ona rağmen pasaport memuru sizi çağırınca oraya yalnız gidin. Zaten sıra size yaklaşınca önünüzde bir çizgi göreceksiniz. O çizgiyi kesinlikle geçmeyin. Pasaport memurunun yanına gittiniz. Hangi ülkedeyseniz o ülkenin dilinde memura merhaba deyin ardından tatlı tatlı gülümseyin (Bunlar hep olası minik sorun defediciler)(Çok abartmaya gerek yok illa memurun dilinde konuşmanız gerekmez, ama en azından bir Hello diyin).



Olası Senaryolar Bölüm 1: Elini Kolunu Sallayarak Geçmek

Şimdi olabilecekler şu şekilde. Birincisi memur size hiçbir şey demeyecek, pasaportunuza bakacak ve sizi yolcu edecek (yeşil pasaportluysanız parmak izi alabilir, onu da söylerken genelde işaret de ederler, sakince dediğini yapın). Ki biz ilk kez İtalya’ya girdiğimizde bu böyle oldu.

Olası Senaryolar Bölüm 2: Be a tourist!

İkincisi memur size kibarca rezervasyonlarınızı ve dönüş biletlerinizi görebilir miyim diye sorabilir. Siz de tatlı tatlı çıkarır gösterirsiniz. Geliş amacınız nedir der, Cem Yılmaz bu noktada çok haklıdır; turist deyip geçmeniz yeterlidir. Buralarda İngilizce bilmeyenlere bir hatırlatma daha yapmak isteriz. Kimse sizi bilmediğiniz bir dil için kınamaz efendim, aman tedirgin olmayın “I cannot speak English” demeniz yeterli. O durumda tahminimizce görevli size işaret ederek ne istediğini anlatır. Ama sizin panik olmanıza gerek yok. Kimse sizi dil bilmiyorsunuz diye ülkesine almamazlık da yapmaz. Siz sadece turistsiniz.



Olası Senaryolar Bölüm 3: Dökün Paraları!

Üçüncüsü ise memurun size yanınızda yeteri kadar para var mı diye soru sormasıdır ki, bu durum 89 günlük dev bir Schengen vizesi alınca başımıza gelmiştir. Siz evet deseniz dahi, kredi kartlarınızı görebilir miyim diyecek kadar ileri gidecek bir memur olabilir. O zaman Allah ne verdiyse cüzdanınızdaki bütün kartları memura gösterip, tahmini bir rakam da bankada paranız olduğunu belirtebilirsiniz. Bu aşamadan sonra da bir sorun yaşanmıyor. Ne olur rahat olun, böyle gergin gibi gözükse de aslında çok güle oynaya gerçekleşen sohbetler ve göz açıp kapayana kadar biten meseleler.



Olası Senaryolar Bölüm 4: Ben kimim biliyor musun sen?!

Dördüncüsü pasaport memuru size hiçbir şekilde güvenmedi. (Bu aşamanın olma ihtimali binde bir, yani sizin ya hiçbir otel rezervasyonunuz olmaması, tek kuruş paranızın olmaması, görevliye çok kaba davranmış olmanız, ya da bulunduğunuz ülkenin Türkiye ile aşırı aşırı ciddi sorunlar yaşıyor olması gerekir. Bir de pasaport memuru rüşvet bekliyor olabilir (tabii yeterince gelişmemiş bir ülkede iseniz!). Memur sizi bir odada bekletir. Biraz sizinle ilgili soruşturma yapar. Mesela kimsiniz, niye geldiniz vs. sorar. Otel rezervasyonlarınızı yaptığınız yerleri arar, ikna olunca da sizi ülkelerine sokar.

Olası Senaryolar Bölüm 5: Hoşçakal, olacaklar sensiz olsun…

Yani bu tarz bir şey yaşasanız dahi panik olmayın. Tamam, içinizden sövün-rahatlayın, ama boşuna kendinizi üzmeyin. Çok korkunç bir hata yapmadıysanız sınır dışı edilmezsiniz. Zaten tutuklanma falan hiç olmaz. Başınıza bir şey gelirse de konsolosluk mutlaka devreye girer. Ah, diyelim ki, yok ikna olmadılar. Sınır dışı edileceksiniz. Bindirirler bir uçağa, gönderirler ülkenize. Ama merak etmeyin, bu sizin başınıza gelecek şey değil. Geliyorsa da; siz ne yaptınız alla’sen kuzum!?




Rahatlatma Seansı

Şimdi baya bir gerildik. Halbuki her şeye güle oynaya başlamıştık değil mi? Bir saniye sakin olun. Biz bu maddeleri sadece bilin diye yazdık. Muhtemelen birinci seçenekten ileri bir şey olmayacak. Siz de güle oynaya pasaport kontrolünden çıkıp mutluluk içerisinde hayatınıza devam edeceksiniz. İnanın biz o kuyruklarda ne insanlar gördük! Çok büyük hatalar yapmadıysanız, en ufak bir sorun yaşamazsınız.

Şöyle düşünün devlet size vizeyi vermiş zaten. Demiş ki; git güle, oynaya gez ülkemde. E sen de mutlu mesut gidip, kimseyi kandırmaya çalışmazsan zaten sana “niye geldiniz” sorusundan fazlası sorulmaz. O soru da biraz maksat muhabbet sorusudur yani, merak etmeyin.



Ha, “yok ben rahatlamadım” derseniz; mecburiyetten Polonya vizesi alıp, İtalya’dan giriş yapıp 30 gün Polonya’ya ayak basmadan Avrupa’yı terk etmişliğimiz de var. Orada bile “niye geldiniz” demediler yani, sakin olun.

Şimdi kapanışa geçmeden, sizi, yurtdışında ucuza gezmek için harika bir yöntem olan interrail nedir yazımızı şiddetle okumaya davet ediyoruz. Özellikle Avrupa’da çok ucuza gezmek için interrail yapabilir, hatta bu yazı sayesinde genel olarak yurtdışında ucuza gezmenin yollarını öğrenebilirsiniz. İşte linki:

İnterrail Nedir?

Kapanış

“Sonra ne olacak?” derseniz; “her şey güzel olacak çocuklar, güneşli günler göreceğiz” diye cevap veririz. Gururla havalimanı terminalinden çıkacaksınız. Sizi kalacağınız yere veya şehir merkezine götürecek otobüs, tren, taksi, neyse gereken, onu bulacaksınız ve muhteşem bir seyahat yaşayacaksınız. Her şey bittiğinde, ülkeden çıkarken de, kimse size; “nereye gidiyorsun, burada kal” demeyecek. Hatta, yanlışlıkla kaçak bindiğiniz tren için ceza yemiş olarak ayrılıyor olsanız bile!

Son olarak dolar kuru, euro kuru ortadayken yurtdışında nasıl tasarruf ederim derseniz, yurtdışında yemesinden içmesine, konaklamasından gezmesine tasarruf edebilmeniz için gereken her şeyi yazdığımız İnterrail Bütçesi Hazırlama yazımıza bekleriz. Yazı, interrail yapacaklar için olsa da, genel olarak yurtdışına çıkan herkesi kapsayan bir tasarruf yazısıdır (buraya tıklayarak yazıya gidebilirsiniz).



Yolumuzun üstü ekibi gururla sundu efendim.


İlk Adım Pasaport Kontrolü ve İpuçları Yazı Etiketleri:

Yazan:

yolumuzunustu

Yazmak için değil; daha güzelini yaşatmak için yazıyoruz!